Genel yönetmenliğini Nebil Özgentürk’ün yaptığı, genel koordinatörlüğünü Umur Talu’nun üstlendiği, Tilbe Saran’ın seslendirdiği, jenerik müziğini Kardeş Türküler’den Vedat Yıldırım’ın bestelediği, BAYETAV’ın (Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı) desteğiyle hazırlanan “Vicdanımızın Hatıra Defteri” belgeseli 6 Eylül gecesi İzmir’de, BAYETAV Sanat’ta düzenlenen bir etkinlikle tanıtıldı. Belgesel, “Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında, fırtınanın ve alevlerin orta yerinde, ayrı dilden ayrı dinden kardeşlik öyküleri” anlatıyor. Gazeteci yazar konukların katıldığı etkinlik, belgeselden sahneler içeren 30 dakikalık tanıtım filminin gösterimiyle başladı. Gösterim sonrası BAYEDAV’dan Bülent Şık’ın yaptığı konuşmanın ardından belgeselin genel yönetmeni Nebil Özgentürk ve genel koordinatörü Umur Talu konuklara yapım hikâyesini anlattılar, yazarların sorularını yanıtladılar, saha araştırması sırasındaki tecrübelerini paylaştılar. Özgentürk ve Talu, belgeseli en yakın zamanda seyircilerle buluşturmak istediklerini ama hangi mecrada yayınlanacağının henüz kesinleşmediğini belirttiler.
REKLAM
Mehmet Açar: ‘İlham verici iyilik hikâyeleri’
BAYETAV Sanat’taki geceye katılan Habertürk sinema yazarı Mehmet Açar belgesel ve etkinlik konusundaki görüşlerini şöyle özetledi: “Seyrettiğimiz 30 dakikalık tanıtım filmi, bizi nasıl bir belgesel dizisinin beklediği hakkında çok net bir fikir verdi. İlham verici iyilik hikayeleri seyredeceğiz. Projenin heyecan verici başka bir yanı, yapılan uzun ve zahmetli saha araştırmasının sonuçlarıyla karşılaşacak olacağımızı öğrenmekti. Nebil Özgentürk’ün gözyaşlarını tutmakta zorlandığı konuşmasından sonra sahneye çağırdığı Umur Talu, neden ‘iyilik hikâyeleri’ anlatmak istediklerini açıkladı. Belgeselin bir yerinde belirtildiği gibi amaç, yaptıkları kahramanlıklarla insanları kurtaran kişilere iyilik yapmak değildi. Asıl hedef, onların hikâyelerinin bize iyi gelmesi, iyiliğin hiçbir zaman tam olarak ölmeyeceğini hissettirmesi, daha iyi olmak için hepimize güç ve cesaret vermesiydi. Bornova’daki sıcak İzmir gecesinde hepimiz içimizde hissettik bunu. Ayrımcılığın, ırkçılığın körüklendiği bir çağda komşusunu her şeyden önce insan olarak gören kişilerin hikâyelerinin bize çok şey öğreteceğini düşünüyorum.”
REKLAM
‘Birlikte yaşamayı savunan insanlar’
BAYETAV tarafından etkinliğe katılan yazarlarla paylaşılan basın bülteninde “Vicdanımızın Hatıra Defteri” adlı belgesel dizisi şu ifadelerle anlatıldı: “Bir asır önceye, bir İmparatorluk enkazına, savaşın ve nefretin yıkımlarına gidelim. Büyük Savaş’a doğru, Osmanlı İmparatorluğu parçalanmanın travmaları ve nefretlerine gömülmüştü. Bağımsızlıklar ve imparatorluktan kopuşlar… Balkan Savaşları, Yunan Harbi… Büyük Savaş… Ermeni Tehciri peş peşe diziliverdi. Farklı kültür ve kimliklerden insanların Anadolu’daki son “bir arada yaşama” umudunu koparıp attı. Sonrasındaki bir asır da o umudun ölümü ve dirilmemesiyle, kadim çatışmalar ve dışlamalarla, biteviye eksilmelerle akıp gitti. Fakat bütün bunların ortasında farklı olanı öteki görmeyenler, el uzatanlar, omuz verenler, insanlığı ve vicdanı diri tutanlar, tüm kötülükler içinde iyiliği, tüm yarılmalar ortasında birlikte yaşayabilmeyi savunan insanlar vardı. İşte biz onları hatırlayıp anlatacağız. İnsanlık ve vicdan adına hep umut verebilenleri anacağız. “Tehcir” emirlerine uymayıp hemşerilerini korumak için kimi makamını umursamayan, kimi canını bile veren, insanlık adına doğruyu yapmak isteyen mülki idarecileri, askerleri, sivilleri anacağız. Azınlıkta ve yalnız olsalar bile, adil ve dürüst olmak isteyenleri. Rum komşularını koruyan Eskişehirlileri, Bileciklileri, Yunan işgal ordusu gelirken Türk hemşerilerini saklayan Sökeli Rum doktor Perikli’yi, Zileli Rumları. Manisa Yangını’nda Yunan ordusundan kaçanlara kapılarını açan rahibeleri, kardeşini arayan Rum kadını koruyup Yunanistan’a iki büyük yazar armağan eden Teğmen Kemalettin’i, Benden Selam Söyle Anadolu’ya diyen Şirinceli Dido Sotiriyu ile gerçek kahramanı Manoli’yi anlatacağız. Bütün nefret ortamlarına inat kardeşliği ve barışı, bir arada yaşamayı hayatlarının ideali yapmışların arasında; Yaşar Kemal’in köyünde, İlhan Berk ile Yusuf Atılgan’ın Manisa’sında, Toto Karaca ve oğlu Cem Karaca’nın İstanbul’unda dolaşacağız.
Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı, İstiklal Savaşı cephelerindeki Kuvayı Milliyeci Mersinli Mitat Bey’in, bir arada yaşayamayan hemşerilerini hiç olmazsa bir arada huzurla yatırmak için oluşturduğu çok dinli kabristanı ziyaret edeceğiz. Bütün acılara, gidenlere, yok edilenlere rağmen; ‘Cumhuriyet’i 100’üncü yıla taşıyan “değerli” şeyler arasında, onların insanlık mirasının, bugün azınlık da görülseler, kuşak kuşak günümüze kadar taşınabilmesi de yatıyor. İşte biz onları anlatacağız. Bu öykülerimiz, en umutsuz anlarda insanlık enkazlarında umut olanlara dairdir.”
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GENEL
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024